BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

23 Ekim 2008 Perşembe

GÜNEŞTEN SAKLANANLAR





Gökyüzünde aradık güneşi hep değil mi? Yüreğimizde doğanların hükmü yoktu hiçbir zaman. Sıradanlıkların karanlığında gezmekten yorgun düşmüş bedenler ve zihinler. Bir mazini gelini tutarız düşmeyelim diye, bir geleceğe takılır aç gözlerimiz. her şeyin zamanında hakkettiği bir değer vardı oysa. Bizim vermediğimiz, hep önüne perdeler çektiğimiz. Hayat bir pencere camı olsaydı, perdeleri çekip geçmişi, geleceği ayırmak kolay olurdu. Ama değil…Aksine her gün bu gerçeklerle uyandığımızı bile itiraf edemedik yalnız odalarımızda. Bizleri tek dinleyen duvarlar olsa da. Aldanmış aldatılmış yüreklerimiz ve benliklerimizle kalakaldık soğuk gecelerde.Bir tarafımda geçmiş bir tarafımda gelecek. Cebelleştik karanlıklarda gelmek bilmeyen uykularla.


Hesap sormalıydım belki de bunların hepsi için sana. Beni yalnız bırakışlarını, aldatışlarını, beni hep o sahillerde bırakan yalanlarını. Nasıl da bıraktın beni kumsalda yapayalnız. Gün doğumlarını sensiz gönderdim şehrin üstüne. Sensiz uğurladım güneşi gurupların kızıllığında. Şarap rengi denizde senin silüetin belirdi birden. Senin duruşun gibi yalan, yalan kızıllığındaydın sen.


Yüreğimdeki yeşilden maviden kaçtın mı sevdiğim? Karanlıkların içinde beyaz kalacağını sandın, kendi aldanmışlıklarına harcadın hayatı. Geceler de güneş aradın sanki. Ben sana dünyanın bütün ışıklarını hazırladım bir köşedeki sandıkta. Çekip alabilmek ne kadar zordur o karanlık kızıllığı üstünden?


Bilseydim eğer o kızıl yürekte ben varım, kenar köşe bir yerde hala duruyor olsaydı o mavi ve yeşilden ufacık bir zerre. Elimi gelecek yerine sana uzatır ya çeker alırdım seni ya da seninle beraber karanlıklarda kaybolur giderdim. Zamanın herkes gibi bize de hediyesi bu oldu sevdiğim, hasret. Belki de sadece ben kabul ettim bu armağanı. Belki de senden yeşil gözlerinde kaybettin bunu. Karanlıklarda bunu mu arıyorsun yoksa? Arkanda duran kocaman ben ve yüreğimi görmeyecek kadar gözlerini siyahlara bürüyen kadere düşman kesildim gün batımlarında. Güneşe her defasında, yarın hiç gitmemek üzere gel bu şehre, dedim.


Yine gelmedin bu gün bu şehre, uzaklar diyarından. Güneş doğdu yine bu sahilde. Rüzgar sarı saçlarımda dolanıyor senin kokunla,ama soğuk. Üşüyorum, güneş hiç değmiyor sanki tenime sensiz. Giderken bir fanus kapattın üstüme sanki. Güneş girmez, el değmez, Gel de aç artık şu karakızıl kapıları.Sensiz donacağım ben bu altın rengi kumlarda kızıl mavi silüetini izlerken mavi sularda.Senli sevdaları özledim, seni sevmeyi de……….


Mavisihir

0 yorum: