BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

26 Aralık 2008 Cuma

Akşam yemeği

Sühan’la geçen dağ evi maceralarımdan sonra artık ev,mde kalmanın zamanı geldi diye düşündüm. Arada şarapsız ve çıngıraksız geçecek hafta sonlarına da ihtiyacım vardı. Ama yine evime ayıramayacaktım bu hafta sonunu da. Uzun süredir, yemek teklifini ertelediğim Cihat yine arıyordu beni. Yemek, yemek, yemek offff neyse gideyim de bitsin diye düşündüm ve evet dedim. Bereket yarın akşamdı yemek, bu geceyi kendime ayıracağımı düşündüm, gülümseme yayılıyordu yüzüme. Allah’ım neden bu kadar yalnızlığıma düşkün olmuştum ben? Yaşlandığımı söylüyordu Sühan. Daha bir yıl önce her fırsatta eğlenmeyi, gezmeyi kendine görev haline getiren Süreyya değişmişti. Evet, yaşlanıyordum herkes gibi, sizler gibi. Hayatın farklı anlarından tad almayı, kendimle kalmayı öğreniyordum. Bu güne kadar hiç dinlemediğim beni dinlemek hoşuma gidiyordu.


Akşam evde napıcam diye bir tereddütüm olmuyordu artık. Yemek yapmak, televizyon karşısında oturmak, müziği hafifçe açıp loş ışıklarda kitap okumak, atık bunlardan tad alır olmuştum. Geçen haftaki dağ evinin rüzgar çanlarıyla ne kadar ters değil mi? Bu akşam da biraz televizyon seyri, sonra da kitapla akşamı değerlendirip uyumak için yatağıma geçtim. Yarın akşamki yemeği hatırladım birden. Cihat’tan hiç hoşlanmıyordum aslında. Yakışıklı, kendine has bir havası vardı gerçekçi olmam gerekirse ama ukalalığı yok mu? İşte bu beni deli etmeye yeterliydi aslında. Ama ısrarcı olmasının nedenini anlayamıyordum doğrusu.İş yerinde pek çok nedenle konuşmak zorunda kaldığımızda, ondan hiç hoşlanmadığımı her fırsatta ondan daha ukala ve onu gıcık edecek tavrılarla beli ettiğim için çok emindim kendimden. Ama Cihat’ın bana sen görürsün diyen o gülümseyişi onun yerine benim delirmeme yetiyordu. Neden bu kadar kendinden emin bu adam? Ukala şey ne olacak.


Düşünürken uyuyakalmıştım,sabah güneş dolmuştu odaya.Ne güzel,güneşin her yeri aydınlattığı bir sabahta, evimde kahvaltı yapacak ve işe gitmeyecektim. Bu anları seviyordum. Sanki hayata karşı burada zafer kazanıyordum sabahları. Gün içinde ne istersem yaptım evde.Saatler süren bir kahvaltı keyfi, sıcak bir banyo.Epeyce bir süre kendimle ilgilenmemiştim, bakımlarımı yaptım. Yoksa bunlar akşam gideceğim yemeğemi hazırlıktı? Güldüm bunu düşününce. Heyecan mı vardı yoksa? Öyle böyle akşam oldu işte, ben hazırdım.Cihat aradı, çok gecikmeden.


_ Merhaba Süreyya.
_Merhaba Cihat.
_Hazırsan alayım seni, ben her şeyi hallettim, zamanı iyi değerlendirelim bence.
_Tamam hazırım ben, seni bekliyorum.

Dedim ve kapattım telefonu.Son defa aynaya baktığımda, oldukça özenle hazırlanmış, sade ama güzel bir kadın gördüm karşımda. İşte ben bu kadını beğeniyorum, kendime saygı duyuyorum diye düşündüm. Cihat’ın ukalalığının yanında benim de çok farklı olduğum söylenemezdi doğrusu.Bu hoşuma gidiyordu, kendimden emindim ve kendimi seviyordum. Ve geldi.Zil çaldı, az bir heyecan oldu bir an ve derin nefes aldım. Uzun zaman sonra ilk defa biriyle çıkıyordum aslında. Dağ evinden daha kötü olmazdı ya.


Çıktık, arabada giderken klasik hal hatır sormalar konuşuldu ve iltifatlar tabi. Teşekkür etmeyi sevmiyordum ben sanırım, ya da bu akşam fazlaca teşekkürlerle başladı. Gerilmeyecektim, Keyfini çıkarmaya bak Süreyya hadi, dedim kendime. Hoş bir restorantın önünde durduk,Cihat’ın burada tanındığı kesindi, ilgiyle karşılanıyordu herkes tarafından. Güzel şeçilen bir masaya oturduk, heryeri gözden geçiriyordum dikkatle.Cihat’ta çok hoş görünüyordu bu akşam, özenle hazırlandığı belli oluyordu. Yemekler geldi, lezzetli seçimlerdi doğrusu, takdir etmiştim Cihat’ı.Akşam güzel geçeceğe benziyordu.


İş yerinde konuştuğum o adamdan eser yoktu aslında ve bu hali hoşuma gidiyordu.Sohbet ilerledikçe güzelleşiyor ve geldiğime daha çok memnun oluyordum.İşten hayattan her şeyden bahsediyorduk. Ukala adamdan eser olmadığı gibi, gayet makul mütevazi ve olgun bir adam konuşuyordu karşımda.Şaşırdığımın farkında aslında. Onu herkesin nasıl tanıdığını biliyor, benim de ondan hoşlanmadığımın farkında olduğunu söylüyor. Kızdığım gülümsemelerini, ısrarlarını anlatıyordu bana. Sadece kendini bana gösterebilmekmiş derdi. Neyse ki, isabetli bir karar olmuş sanırım yemeğe çıkmak. Her ne kadar ben bir an önce bitsin diyerek geldiysem de…..


_Evet, hayli geç oldu..
_Evet, artık gitsek iyi olacak.
Dedim ben de.Kalktık masadan. Teşekkür ederek ayrıldık restorantdan. Güzül bir tat kaldı akşamdan geride, gülümsemelerle biten bir gece.Hiç beklemiyordum doğrusu.Bunu Cihat’a da söyledim.
_Çok farklı manzaralalar altında çok farklı bir insan saklıyorsun içinde Cihat.Buraya önyargılarla geldiğimi saklamayacağım ama şimdi çok farklı düşünüyorum.

Cihat, gülümsedi ve bana;

_Şaşırmadım, kendimi tamamen ortaya koymamam garip değil Süreyya. Sen de şirketteki kendinden emin ve yaklaşılamayan kadın değilsin şimdi. Demek ki, ikimiz de saklıyoruz kendimizi.

_Doğru.

Deyip gülümsedim, ikimiz de gülüyorduk.Keyifli, güzel bir akşam geçirmiştik.Evimin önüne geldiğimizde iyi geceler dileyerek ayrıldık. Beni daha sonra arayıp arayamayacağını sordu. Tabiî ki, görüşmek üzere deyip indim arabadan.Evime girdiğimde çok mutluydum.Tedirginlikler içinde gittiğim bir yemekten büyük bir haz alarak döndüm eve. Üstümü değiştirip kitap okudum biraz, sonra tatlı bir uyku bastırdı. Hiçbir şey düşünmeden yatağıma geçtim. Hayatıma farklı bir renk geliyordu, heyecanlı bir gülümseme vardı yüzümde ve öylece uyuyakaldım. Sabahın ışıkları bundan sonra bana hep gülümseme getirecekti sanki, yeni mutluluklara…

Mavisihir

0 yorum: