BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

9 Aralık 2008 Salı

KISA FİLMİN GÜN DÖNÜMÜ

Hayatın neresinde duruyorsun sen? Parmaklıklar arkasından yaşama ve bana bakmak nasıl bir şey merak ediyorum. Ama en kendimi senin gözünle asla göremem ki, senin baktığın ufka bakamam ben. Başka yerlerden başka gözlerle gördüğümüz iki ayrı dünya var bizim önümüzde. Ne sen benim dünyama, ne de ben senin dünyana karışabiliriz. Ben ruhtan oluşmuş bir varlık taşırken bu bedenimde , sen etten kemikten bir yığın taşıyorsun. Nefret değil bana bunları yazdıran, sadece acımak. Küçük kalmış bir hayatın nereye tutunacağını bilmeden, öylece savruluşunu izlemek uzaktan. Amatörce çekilmiş kısa bir film gibisin sen aslında. Yöneteni ve oyuncusu olmayan, kara mizah dediklerini. Senin haline kimler ağlardı eskiden, şimdi benim güldüğüm kadar…..


Filmlerin hep kahramanları, yönetenleri ve hatta figüranları olur benim bildiğim. Biz hangi senaryoyu oynadık senin o küçük kafanda? Yanıtsız kalmış sorular dolu bir senaryo bıraktın önüme.Bir baktım benim oynayacağım tek bir sahne yok. Ne işim var benim bu sette o zaman? Çantamı kaptığım gibi attım kendimi bir sokağa. Sokaklarda artık bendim, kendi senaryom vardı elimde. Ben olmak, tek olmak, benzersiz olmak. Biliyordum ki, şimdi biraz megolaman olma zamanıydı. Senden uzak oluşumun ilk gün dönümünü bana sıkıca sarılıp sahip çıkarak kutlayacaktım. Aldım şampanyamı elime. Evet duvarlarımı süsleyen dostlarım!
Sizleri unuttum ya da ihanet ettim sanmayın.İlk gün dönümümü sizinle kutlamaya geldim.


Uzun bir tutsaklıktan çıkmış gibiyim sanki. Prangaların çözüldüğü, zincirlerin koptuğu bir kuleden aşağıya rengarenk çiçeklerin açtığı masal bahçelerine düşmüş gibiyim. Buna ne kadar düşmek denirse, iyi ki buradayım.Evet, kısa metrajlı filmden geldik, benim bitip tükenmek bilmeyen masalıma.Şampanyamı açtım, kutluyorum ilk gün dönümümü. Özgürlüklere açılıyor tüm pencere ve kapılarım artık. Sorgusuz sualsiz, alıp başımı gidebileceğim bir bahçem var önümde. Binbir renk, birbir gece masallarının o güzel senfonileri fonda çalınıyor. Rüzgarla dansediyorum, saçlarım savruluyor güneşe doğru. Altın rengi hakim olmuş güneş ve saçlarıma. Her yerde en sevdiğim zambakların her renginden, binbir aroma doldurdu nefesimi. Şampanyamın son yudumunda yeni güne girdim, meğer ne kadar geç kalmışım ben hayata. Koşsam yetişir miyim sevdalara, mutluluklara……


Mavisihir

0 yorum: