BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

11 Haziran 2009 Perşembe

KAOS


Kaybedilen yerlerden birinde konaklamış kendime bakarken buldum bedenimi. Ruhumun üzerine geçirilmiş gelişi güzel bir elbiseydi, insanların gözüne görünen. Beni görüp, anladıklarını düşünenlerin varlığını bir kenara kaldırdığımda, görmeden duymadan yanımda olanların daha çok anladığı hissine kapılacak kadar… “Çıkmaz bir yolun ağzında mıyım yoksa sonunda mıyım?” bilmeye, anlamaya çalışıyorum. Zamanımı harcıyorum belki de, boşa harcanacak dakikaların olduğunu düşünerek kendimi kandırıyorum. Yelkeni bozuk bir tekne gibi, uçsuz bucaksız denizlerde bir oraya, bir buraya savruluyorum. Yine hüzün dalgaları yalıyor beni. Kaos sarıyor her tarafı. Kararsızca bir o yandan, bir bu yandan deli deli esen rüzgara kapılıyorum. Tezatları duymaya başlıyorum. Yaşamın kocaman bir kafes oluşunu izliyorum uzaktan. Mavi bir halının üzerinde oradan oraya gidip gelirken, uzaktan görünen bir adanın, içime düşürmesi gereken sevinci bile yakalayamıyorum. Bu kocaman birikintiye mahkum olmuşum gibi, bir teslimiyet içindeyim…




Bırak kendini, kaçtıkların ol artık, değiş diyor bir ses. “Yalınayak sokaklarda yürü, elinde şarap şişesi avazın çıktığı kadar bağır” diyor bana. Ben bunu yapabilecek kadar cesur olsaydım… Boğuluyorum ummanların içinde, ortasında, kenarında. Sakince gelen bir dalga da bile yalpalar hale geliyorum bazen. Yapmak isteyip de yapamadıklarıma, olmak isteyip de olamadıklarıma, hayallerime bakıyorum. Umuttan bahsederken, kendi kaoslarımdan gizleniyorum. Bir gün ansızın yakalanıverdiğim zaman, kah ağlıyorum çocukça, kah kırıp döküyorum. Bu gün de, bunlardan biri belki de. Aslında belki değil, tam o günlerden biri. Kendimden ve her şeyden uzak kalma günüm bu gün. İhtiyaç duyduğum ne onu bile bilmiyorum ben bu gün. Geceyi bir masal kurgulayarak bitiyorum, sabah yazarım diye. Sabah kalktığımda her şey yerle bir olmuş oluyor. Geç kalıyorum ben her şeye. Masallara, hayata, huzura ve sevgiye.



Geriye dönüp bakarken, pişman olmak değil istediğim. Pişmanlıklarım da yok. Sadece güzel anıları hatırlamak umudum, gelecekte güzellere imza atmak için. “ İyi düşün, iyilik bulsun seni” palavra bu sözler. Yelkenim bozulduğunda beni yalayan dalgaların duyduğum kahkahaları gibi palavra. Herkesin kendi kaosları var ve birbirimize eziyet etmeye çalışarak intikam alıyoruz hayattan. Bu hayatı bu hale getirenlerin kendimiz olduğunu unutarak tabi ki. “Ağlanacak halimize gülüyoruz” özetle, durum bundan ibaret galiba. Son vermeye ne zaman cesaret ederiz/ederim bilmiyorum. Boğuluyorum diye çırpındıkça etrafımda kalan azıcık havayı da bitirdiğimi fark ettiğimde, açık bir kapı bulursam can havliyle oradan içeri daldığımda göreceğim belki de kaçtıklarımı. Kaçmakla geçen zamanı acıyarak, ağlayarak uğurlamaktan başka bir şey kalmadığında elimde, belki ben olmayı öğreneceğim. Bu güne kadar neden ben olmanın ne olduğunu öğrenemediysem? Sizlerden bunun ne demek olduğunu bilen var mı? “Kendimiz olmak” dalgaların durduğu şu anda, bu soruya bir cevap düşünmeli insan ve kendi olmalı, belki de ilk defa…


Mavisihir

0 yorum: