BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

1 Ağustos 2009 Cumartesi

BİRAZ DAHA GAYRET !...


Kara karga almış peynir kırıntısını gagasına, dolaşıyormuş daldan dala. Bizim tilkinin de canı sıkılıyormuş o ara. Hava güzel, bahar cıvıl cıvıl her tarafta şarkılar söylüyor. Otlar yeşeriyor, böcekler çıkıyor. Tilki ise, aç desek aç değil, tok desek değil. Tembelliği üzerinde, kurnazlık yapmaya bile hali yok. Bir daha görmeyiz tilkiyi bu halde, sanırım. Bizim kara karga da, peyniri yiyecek ya, o kulakları parçalayan sesiyle şarkı söyleye söyleye konmuş dala. Tam da bizim miskin tilkinin, dibinde uyukladığı ağacın dalına. Uykunun en güzel yeri, tepenizde bir karga, “gak,gak, guk. Off, bu ne azap şimdi?” tilki kalkmış bir hışımla. “Karga, sen ne yapıyorsun orada, başka ağaç yok mu koca ormanda?”



Öyle sinirlenmiş ki tilki, ormandaki en güzel ağacın dibinde yattığı aklına bile gelmemiş. Zavallı karga ne yapsın? Şaşırmış birden böyle bağırınca tilki.Peynir keyfinden olmak istemiyormuş, aslında tilkiye ders vermeyi de düşünmemiş değil hani. “Özür dilerim” deyip uçmuş o ağaçtan. Peyniri de yanında tabi.



Hikayenin aslında karganın budalalığından bahsedilir hatırlayacak olursanız. Tilki kargayı kandırıp, elinden peynirini alır. Bu hikayede, herkeste bir vazgeçmişlik izledik kısa da olsa. Karga ve tilki örneğinin yerine, kendi hayatlarımızdan pek çok rengi anlatabilir aslında. Kazanmak ve kaybetmek, aptallık ve kurnazlık, aldatmak ve aldatılmak. O kadar çok kavram var ki, insanların yaşarken kendileri ve başkaları için karmaşalara soktuğu. Gereksiz ve haksız noktalarda hak aramak gibi, haksızlıklara da sesimizi çıkartmadan boyun eğmek gibi tezat yaşamların içinde rol alır olmuş artık hayat kahramanları. Kargasından tilkisine, bakanından çöpçüsüne. Yaşamlarımızı eskittik galiba ne dersiniz?




Bir nokta da , yaptığımız bencilce özgürlük savaşının başkasına zarar verebileceğini de gördük aslında. Karga o kötü sesiyle şarkı söylerken, tilkinin miskince kendine tanıdığı uyku özgürlüğünü kısıtladı. Hayatı , kendimizi dengede tutabilme başarısına ulaşmak gerek. Düşünen varlıklar değil miyiz? Her şeyin bir yolu yordamı vardır demez miyiz? Kendimiz için, huzurumuz ve konforumuz için hep bir prensip duvarımız yok mudur? O orada durmalı, bu buraya kadar gelmeli, ben bunu yapmalıyım ya da yapmamalıyım. Buna benzer pek çok yapı. Benden başka düşünen varlıkların yaşadığını da görüp biliyorum algılıyorum. O zaman? Bakın aslında ne kadar kolay. Tek düşünen, yaşayan, ve hayal kuran biz değiliz. Biraz daha gayret….


Mavisihir

0 yorum: