BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

19 Ocak 2011 Çarşamba

AŞKA DAİR ŞİZOFRENİK SÖYLEMLER-6





Girdap gibidir aşkın sokakları. Aklımızın almadığı her şeyle yüz yüze geliriz ansızın ve durmadan dibe çeker bizi. Yolunu kaybeden her aşığın yaptığı gibi, saçmalıklardan örülü bir perde çekeriz pencereye. Acıyı neden severiz? Neden sevdiğimizden kaçarız? Nafile olduğunu bile bile tırmalarız hayatın yüzünü.


Hırçındır aşkın elleri. Tırnaklarını geçirerek tutunur aşığın yüreğine. Haşince vurur, kırar, yaralar, kanatır. Sevileni elleriyle boğar bazen, çünkü kıskançlık kemirir iliklerini. Bencilce ister, bencilce sever. Şizofreninin en haris sanrılarını yaşar yalnızlık gelince yanına.


Alışamaz…


Kabul edilemez sevgilinin uzaklığı, kabul edilemez sessizliği. Kabul edilemez onun başka bir hayali kurması ve başka bir rüyayı görmesi. Şizofren aşığın elleri kelepçedir, darağacında sallanan urgandır. Ve bir gün öldürecektir sevgiliyi…


Ölümün soğuk elleri başka sanrıları çağırır aşığın ruhuna. Yoksunluk yaşar, nefes alamaz, karanlık dehlizlerden çıkamaz hayalleri, yüreğini dikenli tellerle sıkarlar.


Ah! O ölüm yok mu?


Pişman olur mu dersiniz bu darboğazdan sonra? Şizofren olan aşk, pişman olmaz ki! Her şizofren bir kere âşık olmaz ki!


Yine, yeniden aynı günler aynı geceleri kovalamak için zaman koridorunda kapı diplerinde beklerler. Hayatı boyunca defalarca yaşayacağı bir döngüdür aşk, şizofren ruhun. “ En büyük sanrım aşk” diyemeden, defalarca ölümü izleyerek, ruhunun zindanlarında dolanarak kendini haklı görecek âşık.


Bu gün aşkımın sanrısına kulak asmadım ilk defa…



Mavisihir

0 yorum: