BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

26 Şubat 2011 Cumartesi

HALA BEN GİBİ KOKUYOR MU OMZUN?





Seni saklayan anılara kızdım bu akşam. Hüzün başucumda çöreklenmiş beni ağlatmaya niyetli. Her kapımı çaldığında yüzüne kapatışımın hesabını soruyor bana. Ağlatıp, benden ömürlük intikamını almak için bileyliyor bıçaklarını. Kendi acısını yüreğime konuşlandırmaya and içmiş gibi bakıyor bana.


Sen, tüm bunlardan habersiz, belki de yudumladığın rakının deminde, yeni bir pencere açıyorsun kendine. Ben hala geçmiş ve geleceği ayırmaya çalışıyorum güçsüz ellerimle. Hüzün, ağladığımı görüp sevinmesin diye de, saklıyorum gözyaşlarımı. Senden, ondan ve herkesten gizleniyorum. Bulunmak işime gelmiyor bu kavgaların içinde.


Canımı dişime taktım ve senden kurtulmaya çalışıyorum. Anıların elleri arasında sıkışan ruhumu arşa çıkarmanın yollarını arıyorum. “Git!” diye çığlıklarımı savuruyorum ıssız gökyüzüne. İki duble rakının son yudumunda bir ses duyar gibi oluyorsun ve kalkıyorsun geleceğe doğru çevirdiğin sandalyenden.


“ Gitmeye hazırlanır gibi bir halin var.”


Eskiden olsa sana “gitme” derdim. Bir an bakınıyorsun etrafına. Nerede olduğunu mu anlamadın?


Bensizlik şehrinde çekiyorsun küreklerini. Bensizlik dolu havayı çekiyorsun ciğerlerine. Belki sigaranın son dumanını çekerken, üzerinde kalan kokumu almaya çalışıyorsun.


“Hala ben gibi kokuyor mu omzun?”


Görmüyorum seni, biliyorum. Avuç içimdeki çizgileri ezberler gibi okuyorum ruhunu, aklını. Bunları hatırlıyorsun, kızarıyor yüzün. Bana ihanet ettiğin kara geceyi hatırlıyorsun. Rakı da nankördü değil mi? Başlamadan yaptığın anlaşmayı çiğnedi, sana ihanet etti.



Yeryüzüne düşen her taş artık benim hesabıma çalışırken, sana yaşamanın yasaklandığını söyleyen sokak afişlerini yapıştırıyorum sokak tabelalarına. Tüm şehir, anılardan sorduğum hesabın hecelerini ezberliyor. Güneş bile küskün artık senin gezdiğin kaldırımlara. Terk edilmişliğini anlamaya, bırakıyorum seni.


Sürekli hata yapacağın hesapları karalıyorsun defterine. Hayatın muhasebesinde hep zararlı çıkıyorsun. Adımların geri geri gidiyor. Ben senin aksine, bıraktığın yerden gidiyorum geleceğe doğru. Geçmişle boğuşmaların içinde nefes alamıyorsun.


Senin her hecede can verişin benim, ömrümü uzatıyor. Nefret öldürür diyenlere inat, uzatıyorum hayatı. Alabildiğince uzun, alabildiğince ufka doğru yükselen başım sevinçle dönüyor. Ellerimle dokunmadan öldürüyorum seni.


Zaferimi kutluyorum, senin şerefine son kadehim…



Mavisihir

0 yorum: