BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

17 Nisan 2011 Pazar

KAÇTIĞIM RESİMLERLE YÜZLEŞMEK, YAŞLANDIRIYOR BENİ




Hüzün, en güzel giysisini giydirdi gözlerime. Yeşil, yalnızlığın koyuluğunu aldı ve öyle baktı. Övgüler aldı baktıkça, hayranlık dolu bakışlarla çakıştı. Kaçmaya yeltendi bazen her şeyden ama yakalandı. Gözler nefes alır mı? Benimkiler soluksuz kaldı bazen.

An oldu, yazdım mektuplarımı sessizce. Martı kanatlarında mavi egenin üzerinde yolculuğa çıkardım. Aynı cümleleri kurmadı kalemim. Her satırına ayrı bir gözyaşı eşlik etti. Hüznün bana en masum hediyesiydi onlar. Sana verilecek ödül/ceza, ne olmalıydı mektuplardan başka? Martılar, içten içe kızıyorlardı bana, biliyorum. Ben yine de, onları sana gönderiyordum mektuplarımla.

Islaktı, kâğıtlar. Getirirken benimkilerin üzerine, martılar da ağlamışlar. Kusura bakma!

Gittin…

Kimsesiz kalacağımı, yalnızlığın rengine bürünen hüznün üzerime çökeceğini bile bile gittin. Öfke rüzgârlarını üzerime salarak, sensizliği bana acıta acıta yaşatarak hem de. Yoksun…

Yüreğime giydirdiğin yokluğunun elbisesini çıkartıp atmaya niyetleniyorum. Kilitlerini açmam gerekiyor tek tek. Yoruluyorum, terliyorum. Avuçlarım kaymaya başlıyor. Farkına vardığımda, çoktan düşüyor oluyorum. Yer yer, yüzünün resmedildiği bir uçurum oluveriyor rüyalarım. Gece olduğunda, korkuyorum. Kaçtığım resimlerle yüzleşmek, yaşlandırıyor beni.

Alnımda oluşan çizgilere yerleştiğini es geçiyorum hep. Unutkanlık numarası yapıyorum kendime. Saklanıyorum… İncecik perdeler asıyorum her yana, onların arasından dolanıyorum ki, kimseler anlamasın korkaklığımı. Senden de saklanıyorum.

Ardım sıra dolaşan, yerlere saçılmış geçmişimi toplamaya başlıyorum. Bencilce, kollarını birbirine kenetlemiş köşede beni izliyorsun. Hüzün giymiş ama öfkeyle yanan bakışlarımı dikiyorum. Korkuyor olmama rağmen, sana rağmen yürüyorum üzerine. Şaşkınlığını öyle kazımak istiyorum ki belleğime, bir daha seni özlememem gerektiğini kendime her an hatırlatmalı.

Seninle ilgili hiçbir şeyi unutmuyorum aslında. Her ne kadar saklasam da kendimden bile, her gün tozunu alıyor gibiyim anıların. Can kırıklarımı, akan gözyaşlarımı biriktiriyorum bir köşede. Zamanı geldiğinde yüzüne fırlatabileceğim kadar, elimin altında her şey.

Bitti söyleyeceklerim. Seni dinlerdim vaktim olsaydı. Hemen gitmeliyim, bekliyor kapıda. Çeyrek zaman sonra, aşk kalkıyor limandan. Son yarım kalan bir işim var, seni sileceğim gözlerimden…

Mavisihir

0 yorum: