İçimden akan
zehirdi bu gece gözyaşlarım. Damladığı yerde dağlanmış yaralar bıraktı
yanaklarımda. Senin izinle doldu yüzüm, yüreğim. Günü seninle doldurarak
yaşanmış bir aşk bırakıyorum ardımda giderken. Gitmek zormuş, sen bilmezsin
bunu. Çünkü sen bana hiç gelmedin sevgili.
Öfkemi yutuyorum
bir yudum suyla. İçimdeki harlı sevginden daha büyük değil nefretim. Geçecek
bir yıkılış öyküsü değildi bu son ayrılık. Gidip gidip yeniden gelmelere son
verendi. Saklanmış anılara gebe kalmış bir geçmişi silendi. Sol yanımdaki sızı,
bazen de bir damla gözyaşında arınacak kirli bir hatıra. Bir daha
çağırmayacağım bir isimsin şimdi.
İçimden söküp
atmakla yetinmeyeceğim seni. İhanet ne emrediyorsa yüreğime, dibine kadar
yapacağım hepsini. Acımadan acıtacağım gülen gözlerdeki ışıkları. Ateş
böceklerini salacağım yüreklere her gece ve her gece başka bir canı alacağım
yeryüzünden. Aşkın Azrail’i olacağım…
Her depremden
sonra, yeniden yapılır evler. Her çürüyen ağacın yerine, yeni bir fidan filizlenir
kalan köklerinden. Ölen her aşkın ardından bir çivi saplarsın yüreğine. Çivi
çiviyi sökermiş sevgilim, ben de seni kanatarak sökeceğim içimden. Saklı gizli yapacağım tüm motiflerini
geleceğin.
Seni kâbuslarıma
ortak edeceğim her gece. Kara bulutları salacağım üzerine dualarımla. Bensizliği
yaşatacağım sana dibine kadar. Benli olduğun anları arayacaksın, gün ışığını
karanlıklarına taşıyarak. Oysa ben, o zaman çoktan terk etmiş olacağım seni dört
yanından.
İzlerimi
tırmalayacaksın her gün, tazeliğini korusun diye. Kimsesizliğinde acizce beni
yaşamaya çalışacaksın ama nafile. Ben gittim sevgili, yıl oldu. Geçmiş ise bir
tutam yalan oldu, köhne bir dolabın rafında.
Sesini kimse duymayacak o dehlizde ve sen de içinden öleceksin yavaş
yavaş…
Özür dilerim…
Seni bundan daha
az acıtamayacağım için. Kulağımdaki sesini unuttuğum için. Sevdalın olacakken,
Azrail’in olduğum için…
Funda Kocaevli
1 yorum:
Aşkın kendisi Azrail.
Yorum Gönder