Kendinizi ve hayatınızdakileri tartıp, düşündünüz mü hiç? Neyin, ne kadar hak edildiğini sordunuz mu? Mutlaka bir dönüm noktasına geldiniz şimdi. Her günün bir şeye gebe olduğu bu yaşamda, anlık sürprizlere ne kadar açığız? Yoksa tam tersine, fanusların içinde yaşadığımız bu hayatı öylesine, boş bakışlarla izliyor muyuz? Her bir sorunun basit cevapları var. Bazen dobraca veriyoruz cevaplarımızı, bazen de saklanıyoruz kelimelerin ardına. Zaman öyle ya da böyle geçip gidiyor. Yolda önümüze çıkan duraklarda dinlenip nefesleniyoruz, ya da ömürden bir nefes daha eksiltiyoruz.Yollara ve duraklara bakıyoruz. Kah özlemler, kah öfkeler, gökkuşağı misali duygular…
İplerimizin kimin elinde olduğunu düşündüğümüz ve sorguladığımız anlara geliyor sıra şimdi. Bağımlı ya da bağımsız yaşadığımız, yaşamlarımızda rol alan insanların bizlerin üzerindeki hakimiyetlerini izliyoruz. Fark etmeden verilen pek çok ödünden sonra eksilen ya da kazanılanların hesabını tutmaya başlarız. Kendimize acımalar, içeride kopan kavgalar, yüreklerdeki bitmeyen sağanak yağmurlar, birden bire nerede ve neyin içinde kaldığımızı anlayamaz hallerde uyanırız yaşam uykusundan. Ensemizde bir ses;
_Şunu yapma, sevme, kızma, ağlama, üzülme ve…..
Emirler, emirler durmadan çınlayan kelimeler. Armoniye vurulan bir tekme gibi sarsar beynimizi ve benliğimizi. Derken bir ses daha;
_Sen önemlisin, biliyorsun…
İşte bu dosttan geldi diyerek silkeleniriz. Artık toparlanma zamanı gelmiştir, kollar sıvanır. Değişmesi gereken her şey masanın üzerine konur, saklanmadan, üzeri örtülmeden. Hatalardan utanılmaz, gelecekten ve bedellerinden korkulmaz. Ensede duyulan seslerden sonra artık kendi sesimizi dinlemeyi de öğrendik. Kendimize kızgınlığımızı hem anlamak, hem de sözler vermek zorundayız artık.
Hak etmek dedik hep, biz karar verdik. Bir de hak edilmek var yaşamın ortasında duran. Bizi kim hak ediyor biliyor musunuz? Gözyaşınızda yanınızda olan, elinizi tutan, bir şey söylemeye gerek duymadan, yanındayım seninleyim diyebilen…İşte bu bizi hak eden. İnsan hep üzene doğru koşar, bu hayatın yanlış çizilen rotalarından bir olmuştur, değişir belki. Bu güne kadar başkaları için akan gözyaşlarınızdan sonra, kendinize kalanların neyi dolduracağını görmenize gelmiştir sıra. Bencil olmak her zaman kötü değil. Hak etmek ve hak edilmek için elleriniz yüreklerinizin üzerine getirin. Dokunun kendinize, korkmayın. Ne kadar ertelediğinizi şimdi göreceksiniz. Sevgiyle…
Mavisihir
Hürriyet
21 Şubat 2009 Cumartesi
HAKETMEK
Gönderen mavisihir zaman: 02:40
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder