BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

6 Ekim 2008 Pazartesi

Yorgunluğun hüznündeyim......






Niçin yaşadım, niçin savaştım? Bu sorularıma cevap aradım yaşadığım her günde. Doğrularım için ters düştüm tarzlara ve değişmeyen yaşantılara. Kavgalar, gürültüler, ardı sıra gelen küçük zaferler ve büyük kayıplar. İsyan etmelerimin beni nerelere götürüp bıraktığını şimdi biliyorum. Sevmedim ben buraları desem de, acıyıp da alır mı yaşam beni ilk başladığım yere? O zamanlar ki, ben hedeflerim için adım atıyordum üzerime gelecek kocaman örslerden habersiz.


İlk iki yılımı hatırlıyorum, heyecan, gençlik, merak, yaşama sevinci. Güzel ve olması gereken her şey vardı o zaman. Bir gün bitip tükenmişlik yoluna gireceğinizi hatırınıza bile getirmediğiniz, her şeyi istediğiz için yaptığınız ve mutlu olmak için katıksız uğraştığınız anlar. Hedefler her gün biraz daha yaklaşır o zaman insana. İnceden de bir aşk sızar gelir yüreğinize, daha bir asılırsınız her şeye. Ama o günlerin sonunda hedeflerden biri eline verilince aşka açılan yelkenli devriliverir bir deli rüzgarda. Zaman çoktur, acısı geçer, unutulur. Hayat, sana geliyorum işte. İlişiksiz ve sade, al yoğur beni.


Teslim olursunuz hedeflerin size verdiği süreçte. Zaman bu, akmaya başlayınca durmadan ilerler ve bir gün sizi bilmediğiniz bir durakta bırakıverir. Şansınıza, ya yemyeşil bir kır ve kumsal olur, ya da kuş uçmaz kervan geçmez bir dağ başı. Ayaklarınıza takılan taşlar her düşmede yavaşça kanatır dizlerinizi. Serüvenin ortalarında bir hayat ortaklığı başlar, büyür, meyve verir. Meyve büyüsün olgunlaşsın derken bir taraftan ortağınız durmadan yalan üretir ekmek yerine. Kullanır, kullanır tüketir. En sonunda kendinize yeni bir kök ararsınız yada kendi başınıza toprağa kök salarsınız.


İyileşmeye yüz tutan yaralar, acı yok, huzur girer kapıdan. Yeni bir sayfa açılır önünüzde bembeyaz. Tertemiz, geldiği yer bulanık olsa da, siz bazı heyecanları daha yeni tanımış, doymamış olsanız da kapıdan onu içeri alırsınız. İşte hayatın tam ortasında iki insan. Oluşan sevgi kocaman, bu kadar büyük bir şey insana nasıl yanlış yaptırırsa , siz de sanki kadermiş gibi yaşarsınız önünüze gelen oyunları. Heyecanlı bekleyişler, ayrılıklar, kavuşmalar. Zaman onunla da akıp gider. Kocaman kalacak dediğiniz sevdaya bir bakarsınız küçülmüş, yok olmuş aslında. Kandırmacaları yaşarsınız bir süre daha, ama en son sahne geldiğinde bunun hiçbir yolu yoktu ve ağaç devriliverir önünüze.


Yüzmeyi bilmem ben, bir kaşık suda boğulurum ama gördüğüm ve yaşadığım bir okyanus. Ben burada nasıl kulaç atarım diye düşünemezsiniz bile. Bir bakmışsınız en dip, kocaman bir köpek balığı size doğru geliyor öfkeyle. Hırs nedir, öfke nedir? Tanışmıştım sizlerle, hatırladım. Kocaman sevdam ve hayat yitip giderken yanımda sizler vardınız. Dost mu düşman mı diye düşündüğüm iki duvar.


Şimdi ne yapmalıyım diye çok düşündüm. Zaman sonra sen yine çıktın karşıma. Hatasızım safım diyorsun. Ben sana nasıl inanayım söylesene. Bu işin içinden çıkamamak, buna gücü yok. Ağaç önüme devrilince gördüm ki, su yok. Su olmadan yeni bir fidan dikmek kime fayda sağlayacak. Bütün suyu boşalttın denize, düşünmedin beni. Sudan korksam bile onsuz yaşayamadığımı unuttun sen hayat. Düşünmek istemiyorum artık. Yeni savaşlara hazır değilim ben. Sen gittikten sonra geriye kalan ben ve bizle uzun zaman sohbet ettim. Kırgınlıklarını, öfkelerini ve hırslarını yaşadım onun. Sensizliği değil aslında yaşadığım bensizlikti.


Bunları ne sen ne de bir başkası anlayabilir. Ki ben artık anlatmak istemiyorum. Yorgun ve hüzünlüyüm. Hırslı v öfkeliyim. Kırgın ve korkağım. Bundan önce kendimden uzak tuttuğum her şey şimdi benimle beraber , uyurken bile. Rüyalar görmeyi reddeden ben, yine kabuslar içinde uyanıyorum, sabaha çok varken daha. En iyisi mi, yalnızlık benim ilacım olsun. Senle olmayan bir hayatta, sensizlik de değil yaşadığım bensizlik. Ben artık beni istiyorum. Yorgunluğun hüznü burada işte. İçimde, biz gittikten sonra boş kalan yerde……






Mavisihir

0 yorum: