BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

27 Kasım 2012 Salı

Yüklen Tüm Şiirlerini

Geceye dip not düşüyorum yokluğunu. İliştiriyorum seni tüm yalnızlıklara. Terketsem seni, ağlıyorsun mızıkçı bir çocuk edası takınıp. Alsam yanıma, yakıyorsun parmak uçlarımı. Dokundukça yüreğine, kapkara bir ihanet sürüyorsun gözlerine.

"Yapma!
Kırma, sana uzanan parmakları. Avucumdaki çiçeğe bir yudum su olsun gözyaşın."

Neyse, unut dediklerimi. Kal orada!

Ruhunu askıya almış bir adam, üstü kalan acıların faturasına imzalı bir kadın. Hangimiz, hangisi?

Dokunulası bir yüz olsan, ellerim değmez dudaklarına. Dudağının kenarına konmuş gamzende birikir ihanetin karası. Geceye asılmış bir anı, gölgesi düşen bir...

"Hayalet" demeliyim belki...

Gitmeme izin ver. Çıkıp, çekmeliyim kapıyı ardımdan. Zimmetine aldığın tüm gecelerden sıyrılmalıyım.

Ya da sen git!

Geceden, günden hatta içimden de çık git. Kovuyorum seni, çok ama son kez...

Sildikçe yeniden doğan hatıralarına inat, unutmalı seni. Hatta, sevmeleri de kaldırıp atmalı yürekten. Ne varsa geride kalan, yürürlükten kaldırmalı. Sen zamanlarında kondu senli hayatın notları, şimdi yok olmalı...

Ne kalem yazmalı adını, ne düşünmeli akıl.

Sanki hiç yaşanmamış, hiç doğmamış, hiç sevmemiş gibi...
Sevilmemiş gibi...

Yıkıp döken bir sel, almalı her şeyi. Sana, bana ve bize dair her şeyi...

Acaba var mıydı?

Yani bize dair olanı...

Git hadi!
Yüklen tüm şiirlerini, "ben" gibi susarak git şimdi...
 
Funda Kocaevli



24 Kasım 2012 Cumartesi

Sevgili, Azıcık Bak Gözlerime Ve Bizi Hatırla


Gece kör, ben sarhoşum. Anılar boz bulanık belleğimde. Sen ise, adını koyamadığım acı bir anısın, ya da tadını unuttuğum şarap.

Defalarca söylediğim yalanlarıma inanıyorum artık. “Sevmiyorum” diye haykırıyorum yalnızlığımda. Evet, yalnızlığımda. Çünkü kimse duymuyor bu çığlıkları. Gerçek, gün gibi ortada…

Yalan haykırışların arasında bırakıp gittin beni sevgili…

Dilimin dönmediği cümleler kuruyorum rüyalarımda.  Çağrılar bırakıyorum düşlerine. Uykusuz geçecek gecelerde, zorla uyuyorum yüzüne olan hasretim yüzünden. Belki bir gün…

Belki, gelirsin…

Belki, sana olan körlüğüm geçer gelişinle. Gözlerimden geçecek bir ışık aydınlatır beni.  Yeniden “ışığım” diye seslenirim sana.

Belki yine, beraber seviniriz Perşembe gecelerinde…

Acıyor…
Acıdan daha başkasın sen. Kanıma karıştın o ilk bakışınla. Artık, en içime çöreklenen adsın…

Yüreğine değen bir nefes olmayı diledim şimdi.  Teninde gezinen bir damla terdeki tuz ya da…

Sevgili, azıcık bak gözlerime ve bizi hatırla…


Funda Kocaevli



23 Kasım 2012 Cuma

Senin Acın Eskimiyor Sevgili


İlintisiz, arkasında hiç kırıntı bırakmayan bir aşktı bizimkisi. Başka bir gözle bakıldığında da, ömür törpüsü.

Geçmişe bakınca, eksildiğini hissettiğin bir zaman örüntüsü yaşadık.
Yaşlandık...

"Canın yandıkça hatırla" dedin ya bana, ben artık onu da yapamıyorum. Öyle depremler oldu ki senin ardından, öncülerle artçıları karıştırır oldu hayat...

"Hayat" diyorum, çünkü ardında ondan başka kalan olmadı. Yalnızlığı koluna taktı hayat. Ebesi olmayan bir oyun içinde kaldım.

"Yaşıyor musun?" diye soruyorlar, bomboş bakıyormuşum sevgili. Gözlerimdeki manayı seninle yitirdiğimi nerden bilsin bu hayatın fanileri...

Varsın, nefes alırken ölenlerden olayım. Varsın, sevmeyi bilmeyenler arasında dolanayım.

Biliyor musun, her yan duvar burada. Yüreğim eskiyor, yaşlanıyor tenim. Ölüyorum galiba...

Şiirler okuyorum, bazen de...

Dilim varmıyor sensizliğin yangının derecesini söylemeye. Çıkmaz sokak gibi bir ketumluğun içinde kaldı dudaklarım. Sadece seni sayıklıyorum yalnızlığıma gömülüyken. Sadece sen!

Sen yokken, eskiyorum gelecek günlerimin eskileri içinde. Bahane arıyorum, seni rüyalarıma çağırmak için. Bazen geliyorsun, bazen de kokunu salıyorsun başucuma. Yetmiyor...

Kenarından küçük bir çengelle tutturulan bir sevda koyuyorsun önüme. Bilmiyor musun, benim "Ölüme kadar" dediğimi son nefesimde bile?

"Acılar da eskir" diyor gözlerimdeki karanlığı gören herkes. Eskimiyor, öğrendim.

Senin acın eskimiyor sevgili!

Anıların da, tazelemiyor artık nefesimi. Öyle kronikleştin ki içimde; gelecek olsan, geçmeyecek içimin ağrısı. Biliyorum...

Gelme en iyisi...


Funda Kocaevli


17 Kasım 2012 Cumartesi

Gel, Bitir Bu Ağrılı Sensizliği


Vurdun !
Yaraladın tam öbeğinden yüreğimi.
Evet, kanattın içerimi…

Buydu yıllardır içinde sakladığın hesap. Acımasızca acıtmaktı içimi, tek gayen.
Yaptın, yıktın, yaktın hatta…
Ellerine bak şimdi, kanım damlıyor parmak uçlarından. Tırnak diplerine giriyor, sızıyor ruhum çatlaklarından içeri.
Korkma, kalmaya niyetliyim…
Senin gidişin gibi olmayacak, benim ölümüm bile.
 Ellerinden ya!
Ziyanı yok o yüzden…

“Gitmek” , hiç söylemiyorum bunu biliyor musun? Her gidiş, aynı sen gibi kokuyor sevgilim.  Dayanamıyorum o zaman seni özlemeye. Gözlerinde uyanmadığımı bilmek, ağrıtıyor gözlerimi…
Uyumak istiyorum…
Sabahsız bir düş görüyorum gecelerimde.

Sensiz olan her şeye küstüm ben doğduğundan bu yana sevgili.  Aşk, ayrılık, rüya, şarkılara bile küstüm. Dedim ya, içinde senin olmadığın her şeye, bazen gökyüzüne bile…

O yüzdendir  gidişim. Özlemek de bitti şimdi, sensizlik de…
“Dön” demiştim sana, öldüresiye geleceğini bilsem de “dön” dedim işte. İçinde intikamla beslenmiş bir Azrail’le dön! Gel, bitir bu ağrılı sensizliği…


Funda Kocaevli