BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

23 Ekim 2010 Cumartesi

AŞKA DAİR ŞİZOFRENİK SÖYLEMLER-4


İnsan oturup düşündüğünde her şeyin anlamsızlaştığını fark ediyor. Hayat, insanlar, isimler, kavgalar, barışlar ve aşklar, her şeyin anlamı yitip gidiyor. Zaman geçtikçe, bu hiçliğin içinde de nefes alamaz oluyoruz. Hiçbir mecburiyetimiz yokken, bağlı olarak yaşadığımız her şeyin bir anda kaybolup gitmesini diliyoruz.

“ Bir yıldız kaysa gökyüzünden bana doğru ve ben dileğimi tutsam. Kaybolsam…”

Gerçek dünyalarımızdan sıyrılıp kaçalım şimdi, masal kaçkınlarından boş kalan yerlere. Her taşının altından binlerce sır çıkan ülkelerin birinde bulalım kendimizi. Güneşi kırmızı, denizi sarı, dağları mor ve tüm çiçeklerin de gece rengi olduğu, gökyüzünün herkese başka bir renkte göründüğü bir ülke burası. Ağaçlarında meyvelerin yerine şarkıların asılı olduğu, acıktıkça müzikle doyulan bahçeleri olsun bu ülkenin.

Aşkları bir başka yaşanır bu ülkenin. Yaşadığımız dünyanın yalan barındıran, adına aşk dedikleri müsvedde sevgi gösterilerinden değildir. Hastalıklı ruhlarımıza, deva olacak iksirleri sunar bize bu diyarların sunakları. Hani, kaçarsınız ya hayatın çıkmaz sokaklarında aşktan, bu ülkede dalıverirsiniz içine. Bize göre düş… Onlara göre gerçek…

Alışırsınız. Sonsuza kadar orada kalmayı dilersiniz, kayan her yıldızdan. Bu tarafta gün doğmak üzeredir üzerimize. Uyanmak zamanı şimdi diyene kadar çalar saatlerimiz, her saniyesini içinize sindirirsiniz aşkın. Kolay değil…

Ancak düşlerimizi süsler aşk. Ancak hayal edebiliriz sevgiliyi.

Varsın, ellerinde çiçeklerle beklemesin bizi kapıların ardında. Varsın, sımsıkı sarılmasın korktuğumuz zaman karanlıktan. Varsın, düşlerimize de gelmesin gece çöküp uykuyla buluşunca. Varsın, bakmasın gözlerimize.

Sadece, gerçek olsun…

Bütün düşlerimize inat, bütün yalancıların mumunu söndürürcesine, onu suçlamamıza rağmen bizi utandıracak kadar doğru olsun. Şizofrenik de olsa, aşk olsun!

Dünyaya dağılmış hastalıklı ruhlarımızı ıslah edecek, başka bir illet olsun aşk.

Mavisihir

3 yorum:

Profösör dedi ki...

Aşka dair bir küçük öykü;

"Sevdiğine kur yapmak için şarkı söyleyen bir erkek kurbağa, farkında olmadan avını arayan bir yarasaya akşam yemeği müjdesi vermiş olabilir!" İşte mukadderat budur diyebileceğimiz trajik bir doğal hadise.. En zevkli ve en keyifli anlarda bile farkında olmadan sonumuzu hazırlıyor olabiliriz miyiz?

mavisihir dedi ki...

Kim bilebilir? Belki de yarasa hepsini kapıp gitti, belki de sevdiği şarkıyı beğenmedi.

Zamane aşklarını çok yeriyorum ama onlar da beni haksız çıkaramadılar be dost!

Teşekkürler yorum için Sayın Profösör.

tufan dedi ki...

Kolaymı bir sevdayı kucağında taşımak,göğüs germek tüm hükümlere ve hala inadına sevmek,yürek işidir bu,öyle gömlek gibi her bedene giydiremezsin, sonra çıkarıp çıkarıp değiştiremezsin, taşımak istediğin kadar taşıyıp sonra orta yere seremezsin,yalan sevdalar o kadar çok'ki taşıyabileceği kadar konuşmalı insan,keşke başka bir adı olsaydı böylesi aşkların heves deseydik,macera deseydik,merak deseydik'de ferhat ile şirine, haksızlık etmeseydik.

Bir yazımın sonunu paylaştım sizinle,yazmış olduğunuz bu güzel vede anlamlı cümlelerinizi desteklemek düşüncesiyle.
Bu sayfada her zaman güzel bir gönül sesi duyacağımı biliyorum ama kendimi öylesine kaptırdım ki siyasetin kirli çarkına içimdeki isyana söz geçiremiyorum,soğuttular sevgi sözcüğünden,onu bile kirlettiler şiirler yazılası sayfalarımızı işgal ettiler..
Her fırsatta okumaya geleceğim güzel yazılarınızı,her şey gönlünüzce olsun dilerim...

Saygılar sevgiler.