BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

3 Şubat 2009 Salı

SABAHA BAĞLADIĞIM SIRRIM






Gecenin bir vakti uyku tutmadı, hava da ne sıcak tahmin edemezsiniz. Çıktım balkona, yaktım sigaramı. Bizim sokakta belediyenin küpe taktığı sokak köpekleri dolaşır hep. Geceleri ise sanki cirit atar tarz da dolaşırlar sokakta. Gürültüleri uyuyan ayıyı bile uyandırır, gerçi bu mevsimde uyuyan ayı da zor bulunur ama…Nerde kalmıştık? Yaktım sigaramı işte, hazır uyumaya da niyetim yokken bir de kahve yaptım kendime. Ne keyif anlatamam, köpek havlamalarının dışında tabi. Şirkette çok sıkıldığım gecelerde hep böyle oluyorum nedense, yaşlandım diye geçirdim aklımdan birden. Ne de olsa otuzları geçmiştim artık, yolun yarısı der ya şair. Birkaç yıl kalmıştı bizim şaire göre. Geçen haftalardaki dağ evi maceram geldi aklıma, güldüm. Hayatımın en kötü ama bir o kadar da keyif aldığım hafta sonlarından biriydi. Hele ertesi hafta davet edildiğimde yaptığım şarap pazarlığı...

Kaç şişe içmiştik o akşam bilmiyorum ama bebekler gibi uyudum o gece o kadar rüzgar çanının ve çakal ulumalarının arasında. O günden sonra hiçbir gürültüye aldırış etmez oldum. Aslında o hafta sonu bana çok iyi gelmiş demekki. İnsan ne çok şey yaşıyor ve görüyor. Şu köpeklerin yerinde olsam ben de böyle havlar mıydım acaba? İnsanoğlunun uykusunu katledercesine havlamanın dayanılmaz zevki nasıl bir şeydir acaba? Bir gece hatırlıyorum iki tanesi kavga ediyordu. Başka bir köpek de onları ayırmaya çalışıyordu. İlk aklıma gelen, bu kavga mutlaka aşk için yapılıyor olabileceği oldu. Ne kızmış ama dedim ve güldüm. Benim için böyle kavga edenler olmuş muydu acaba diye geçirdim anıları gözümün önünden. Lisedeyken olmuştu galiba. Çok utandığımı hatırlıyorum. O zamanlar böyle şeylerde bütün okul o kızı konuşur, bahçede herkes onu parmakla gösterirdi. İşte Murat’la Selim’in uğruna kapıştıkları kız. Paylaşılamayan ve erişilemeyen olmak, uğruna kavgalar edilmesi ne kadar önemliydi. Daha doğrusu popüler olmanın ve dedikodu merkezi olmanın en kolay yolu…

Sabahı ettim balkonda, köpek havlamalarından çıkıp en eski anıları hatırlayacak kadar uzun vakit geçirdiğimin farkına varıyordum. İşe gitmeye az kalmıştı. Bu saatten sonra uyunur mu? Güzel bir sabahı karşılamayalı çok oldu zaten. Güneş altın gibi parladı dakikalar sonra. Gülümsedim, hoşuma gidiyordu her şey bu sabah. Kahvaltı yaptım evde rahat rahat, keyifle. Hazırlandım, yüzümde hiç uykusuz kaldığıma dair iz de yoktu. Makyaj da yaptım mı hazırım zor bir güne diye söyledim kendime. İşyerine vardığımda herkes sabah mahmuruydu, kimisi gözleri kapalı yürüyordu koridorda hala. Ben cin gibi kahkahalarla başlıyordum güne, aslında ben diğer günü birleştirmiştim ama kimse bilmiyordu. Sadece kendim ve köpeklerle paylaştığım sonra da güneşi ortak ettiğim bir sır.

Karşımda birden Cihat’ı gördüm. Onu görünce hep titreyen bacaklarım bile bu gün çok özgürdüler. Heyecanı terk ettim ben dün gece galiba dedim ve gülmeye devam ettim. Bol kahkahalı sabahlar Süreyya diye bir cümle uçtu havada ve arkasından kapının kapanışı. Süreyya harikasın, adamı şaşırttın yine, gülmek ne güzelmiş meğer. Uykusuz geceleri de seviyorum artık….


Mavisihir

0 yorum: