BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

9 Haziran 2009 Salı

YARINA YOLCULUK

Geriye dönüp bakacak cesaretimiz olduğunda hep geçmişi sorgular ve kendi haklılığımızı ispat derdine düşeriz bazı zamanlar. Kimimiz de tam tersine hatalarına yenik düşer ve yaşamın ona verdiği cezayı kayıtsız şartsız kabullenir. Savaşmaya gücü yok mudur yoksa, daha iyisini kendine layık görmez mi? Hatalardan ders almak değil midir özetle yaşam? Geçmişi bir rafa kaldırdığımızda bize kalan bu gün ve yarınlardan başka bir şey değil aslında. Neden sahip çıkmayız ki kendi hayatımıza? Neden bir başkasının yörüngesinde sürdürmeye mahkum ederiz yaşamlarımızı? Saçmalıklar silsilesinin tam ortasında durur ve öylece bakarız. Anlamak işimize mi gelmez bazen? Ya da mahkum olduğumuzu düşünüp, ayaklarımıza ve ellerimize kendimiz mi bağlarız zincirleri? Düşünün, hayatınızda sahip çıkmanızın en kolay olduğu şey nedir? Kendiniz…



Kendimizi bunca hunharca kullanışlarımızın bir sonu olmalı, günün birinde. Kıymetli bir mücevher olduğumuzu kazımalıyız benliğimize ve belleklerimize. Kimi zaman, bir el uzanır. Tutmanız gereken anı kaçırırsınız belki, kendinize verdiğiniz bu ceza dolu yaşama dalıp. “Hiçbir şey için geç değildir” dersiniz kendinize. Doğru, mücadele zamanı gelmiştir belki. Çentik attığımız duvarların varlığından haberdar ediverir bir gün biri sizi. Hayatımızdaki yenilgileri, pişmanlıkları/aslında en kalıcı ders saatlerimizi, anıları ve kendimizi çentiklerle işlediğimiz duvarlar. Şu satırları yazarken ben de çentik atıyorum aslında. Kendimi, geçmişi, bu günü ve geleceği işaretliyorum sizin belleklerinize. Bir bakıma, her birimiz bir başkasının duvarıyız bir bakıma. Kendimize ve başkalarına yaşattıklarımızla işaretliyoruz hayatlarımızı. Kim bilir kaç kişide izleriniz ve izlerimiz kaldı bu güne değin?



Geçmişi anlatırken yüzümüzde beliren gülücükler ve ansızın akıveren gözyaşlarıyla, devam ederiz bu güne. Yarına dair elimizde tuttuklarımızın ne olduğunu bilmek isteriz. Garanti bir yaşamı sürmek için parçalarız kendimizi. Yarının garantisinin onaylanmadığını bile bile yaparız bunu. Dünümüzü ve bu günümüzü kurtarmadan, insan olmanın bencilliği içinde elimize alırız yarınların vesikalarını. Kim onaylayacak bilmeden, bu günü de kapı kapı dolaşarak harcarız. Zamanın geldiğini hissedemediğimizi, kabul etmeyiz. Kör bir inat yaşar en derinlerimizde. Kendimize ve her şeye karşı bileylediğimiz baltalarla, savaşa hazır askerler gibi bekleriz. Bir de yarını sabırla beklemeyi ve karşılamayı öğrenebilsek.



Kaçtığımız her şeyin aslında zar kadar ince bir perdenin ardında durduğunu biliyor muyuz acaba? Gözlerimiz iyice açıp bakmakla, ellerimizi önce kendimize sonra da, nerede huzur buluyorsak oraya uzatmakla, her şeyin üstesinden gelebileceğimizi ve bu perdenin arkasına geçebileceğimizi unutmayalım. Kimi zaman evlat, kimi zaman anne-baba, kimi zaman bir dost, kimi zaman da bir sevgili olabilecek gücü sırtlayın şimdi. Hep birlikte, yeni bir hayata pencere açalım. Yarına biletlerimiz kesiyoruz bu akşam, gün doğumunu gören herkesi bekliyorum…

Mavisihir

0 yorum: