BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

6 Temmuz 2009 Pazartesi

SADAKA HAYATLAR

“Başka türlü bir şey benim istediğim, ne ağaca benzer ne de buluta” dinliyorum seni bu şarkıyı tekrar tekrar dinlediğim gibi. Plak oldun sanki, takıldın hayatın içinde. Bozuk melodileri çalar gibisin, durmadan. Beklediklerinin ve gördüklerinin bambaşka oluşunu taşıyamaz halinle, salınmaktasın rüzgarlarda. Sana seslenmek istedim bu satırlarla. Kendi kırıklarımı gördüm bazen sende. Zaman zaman senin yerinde ben, benim yerimde de sen oldun. Başladı bitti, bitti tekrar başladı nefes almalar. Bir sen, bir ben… Ama ikimiz aynı anda değil. Sonunda yol ikiye ayrıldı ve biz de yollarla birlikte saptık farklı yönlere.



Çemberlerimizin daralmasını izledik, oturup karşıdan. Yaşamaya çabalayan bir karınca gibiydik anıların içinde. Kendimizi avutacak, ekmek kırıntıları taşıdık derme çatma dünyalarımıza ve bittik… Kocaman alemin içinde kapladığım/ız yerlere bakmadan böbürlendik, gururlandık. Sevmelere de , nefret etmelere de doyamadık. İnsandık… Herkesin bizi unuttuğu gibi, biz de kendimizi unuttuk ve herkesi. Arz etrafımızda dönüyor sandık, aldandık. Oysa biz onun etrafındaydık. Yalanlar, yanlışlar besledi ruh diye taşıdığımız yoksulluğu. Sömürdükçe küçüldük, küçüldükçe silikleştik hayattan. Ve son geldi, öldük.




Yaşananlardan bir sandık yaptık kendimize. Daha önce naftalinlediğimiz oyalarla süsledik sandıklarımızı. Ellerimizi uzattık, bazen bir el tuttu bazen de boş kaldı. Havada dolandı, asılı kaldı sevdalarımız. Sen, karmaşaların hazinesi olan adam/kadın. İstedik hep, verdik/vermedik. Yaşamın seçeneklerini kullandık. A,B,C,D ve diğer… Diğerlere yöneldik, sürprizler çıkacak diye umduk. Bazen kara kapılar ardında kaldık, bazen de mavi pencereler. Bazen kızıl gün batımlarında kaybettik kendimizi, bazen de yeşil bir çift gözde ezilerek yaşadık. Sonunda bittik…



Sırtlandık hayat bohçalarımızı, başladık elimizde kavallarımızla yollarda avare dolaşmaya. Meyhane masalarında sabahladık, mezelerle birlikte iki duble rakının içinde kaybolduk, belki de en ucuzundan bir şişe şarapta boğulduk. Çemberlerin dışına çıktık sandık, hayallerin içinde daldıkça. Uyandık… Demir attığımız sahilden ayrılmaya hazırlandık. Ne sen, ne ben kalabildik bu hayatlarda. Yolculuk bitti diye sevinme, bize daha çok sapaklar var ufukta. Yaşadıkça, nefes aldıkça ya da bizlere bırakılan sadaka hayatları yaşamaya çalıştıkça…




Mavisihir

0 yorum: