BLOGGER TEMPLATES - TWITTER BACKGROUNDS

Hürriyet

28 Ocak 2009 Çarşamba

SORU VE CEVAP





Aniden daha yolun başında olduğumu anladım. Suratıma tokat gibi vuran bir gerçek vardı karşımda, hayat. Ne gariptir ki, insanoğlu hep sahip olamayacağı şeylerin peşinde koşar. Boşa geçen zamanlar ve boşa harcanan bir emek. O günlerden biriydi benim de bu gün yaşadığım. Her günümü süzgeçten geçirip öyle girmeye başladım yatağıma uzun zamandır. Belki artık yaşlandığımın belirtisiydi bunlar, biraz da olgunluk emareleri. Yüzüme oturmaya başlayan cizgilerden zamanla mutlu olacağımı düşünürken, şimdi keşkeleri yaşamaya başlar oldum. Yanlış atılan adımların pişmanlıklarını yalnız kalınca yaşıyorum, her insan gibi. Zamanın eskittiği sadece ben değildim, evler, eşyalar, hava,ağaçlar bile yaşlanıyordu. Yıllar önceki tazelikleri anılarda muhafaza etmek zor olur mu acaba? Naftalin kokulu sandıklardan daha önce çıkartıp savurduğum kelimeler ve notalarımı geri isteyeceğimi düşünmemiştim hiç. Yanılgılarla dolu bir yaşam ve onların yanında kazandıklarım masanın üzerinde yan yanalar şimdi.




Her şeyi, herkesi bir araya toplayan bir kuvvet olmalıydı insan hayatında. Benim gücüm nereden geliyordu? Kendime sorular sormaya başlayalı beri, gözlerim perdelerin arkasını görmeye başlamıştı sanki. Yüzlerde değil de gönüllerde barınan güzelliklerin peşine düşen garip bir güvercin misali savruldum rüzgarlarla bir süre. Pencereden içeri giren günün ilk ışıklarına hoşgeldin demek, sabahı tek başıma bu odada karşılamak içimi ısıtıyordu. Sevdaların son demlerini bu hislerle yaşayabilse insan keşke. Her şeyi pervasızca savurduğumuz bir hayatın, geride kalan kırıntılarını, toplama derdine düştüğümüz anlardan ilkleri yaşıyordum. Kimine göre geç, kimine göre de erken. Kendi gerçeklerim, kendi anılarım, kendi naftalinli sandığım.



Çekmecelere koyduğum lavanta torbalarının bile yüzlerce yıl öncesine dayanan hikayeleri vardı benim nazarımda. Bazen oturup dinlerdim onları, daha doğrusu; ben anlatırdım, onlar da benim yerime geçip dinlerlerdi. Kısa rol değişimleri yaşadık gel zaman, git zaman. Lavanta torbalarının çekmecelere geri dönüşlerini, bir uğurlama törenine benzetecek kadar çocuk olabildiğim günlerim vardı şimdi. Geri kalanında kadın olduğum, bazen de aşık olduğum yaşamların arasında.



Sandıklar, çekmeceler, anılar, kokular ve geçmiş. Pişmanlıklar ve gururlanmalar arasında harcanmış, bazen de hakkıyla yaşanılmış bir hayat. Bu gün, dün ve daha sonra yüzümüze gelecek tokatlar ve gerçekler için belki de…Kalmak mı gerek, gitmek mi? Cevabını siz verin.Kendi yaşamlarınız da geride kalan naftalin kokuları için, elleri yüreklere koymak zamanı şimdi. Evet, cevabınız ne?



Mavisihir

0 yorum: